6 Şubat 2011 Pazar

yüzünü dökme küçük kız

İçin acırken hiç geçmeyecek gibi gelir. Hayatında zaten yolunda gitmeyen ne varsa bu olayla birlikte artık hiç yoluna girmeyecek, yolunda giden ne varsa artık yolundan çıkacak gibi. Herşey bitmiş gibi.
Şimdiye dek hayat gösterdi gecelerin gündüzü olduğunu.
Yine de hiç bilmemişim, hiç görmemişim gibi. Acılar içimizden geçerken bizi olgunlaştırdığı için kabulleniyoruz onları sadece. Oysa şimdiye dek beni delerek geçmiş acıların görüyorum ki şu anda bana bi faydası yok. Ne birşey katmış  ne de öğretmiş. Sadece yaralamış ve yaşlandırmış, zamansız. Azaltmış, kaybettirmiş. Olgunlaştırmış olsalar şimdi taşırlardı beni, böyle sürüklenmeme gerek kalmazdı, güçlenmiş olsaydım.
Ben eskiden buna inanırdım: öldürmeyen şey güçlendirir. Gücün önemli birşey olduğunu sandığım için acılardan hiç kaçmazdım. Çok yaralansam da kaçmazdım, üstüne üstüne giderdim. Daha çok güçlendiğimi düşünürdüm hep. Gelecekte hiçbir yaranın beni yıkamayacağını...Kanatsa da, acı bir deneyimin her zaman faydası olduğunu düşünürdüm, aşı gibi, bağışıklık gibi.
Şimdi: Öldürmeyen şey sakat bırakır daha doğru geliyor. Nasıl kendini darbelere maruz bırakarak derini zırh haline getiremezsen, ruhunu da yara almayacak kadar kalınlaştıramıyorsun. Sadece eskitiyorsun,  yaşlandırıyorsun.
Tabii bir faktör daha var yanlış kullandığım: Güven. Güç içinde güvenin işi yok. Güçlü olmak ve öyle kalmak istersen güvenmemek ve kendini düşünmek gerekiyor. Sanırım ben olmayacak kavramları aynı kavanozda toplamya çalıştım. Güven, fedakarlık, sevgi, güç, olgunluk.. hepsi güzel. Fakat elmalarla armutlar gibi. Bir arada olmuyor. Ben sevgi, güven, fedakalık yolundan giderken gücü arkamda bırakmışım. Bunca yıldır koruduğum BEN, acı çeks de içinde yaşayan, hayatının zarar görmesine izin vermemiş olan BEN niye şimdi bu haldeyim, neden bu yerdeyim, neden sevdiğim her şey ve herkesten uzağım, yapayalnızım, neden tüm gemileri yaktım? Sanırım sebebi bu. Gücü satıp sevgiyi tercih etmişim, güveni. Sevgi en büyük güçtür diyenlere selam olsun. Hayat cesurları sever diyenlere de... Bunları size söyleten her neyse, sanırım benden daha şanslıymışsınız.
Bütün bu büyük sözler gibi yavan gelse de, inanmakta zorlansam da, umuyorum:
Her tutsağın bir kaçışı
Uykunun uyanışı da vardır.
Her siyahın bir beyazı
Gecelerin gündüzü de vardır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder