7 Şubat 2011 Pazartesi

Kendini tekrar eden masallar

Her zaman bıraktığın yerde duracağımı sanıyorsun, biliyorum. Ne kadar çok sevdiğimi, deli gibi aşık olduğumu, şimdi kalk desen istediğin yere geleceğimi, hadi desen dünyanın öbür ucuna gideceğimi biliyorsun. Bilmediğin bir şey var. Ben bu güveni sana şımarman için vermemiştim. Sevgili, evlat, kardeş, arkadaş, kanka olmaktan falan değil tamamen insan olmaktan kaynaklanan haklarımı bile alıp benim yerime kullanabileceğini de söylediğimi hatırlamıyorum. SADECE İNSAN OLMAKTAN KAYNAKLANAN HAKLARIMI, hayatıma ne olduğunu bilmek gibi mesela...
Burada durup, bigün "şimdi altım kuru, keyfim yerinde" diyerek geldiğinde kollarına atlayacağımı sanıyorsun. Hatta eminsin, adım gibi biliyorum. Aslında öyleydi de. Ve bir süredir böyle kalması için uğraşıyordum. Acı çekiyordum. Duygusal acı, uyarıdır, bir şeyler ters demektir. Öyleydi. Beni sims karakteri gibi tıkladığın yere hareket ettirdiğin günler tabii ki sonsuza kadar sürmeycekti. Artık toplanıyorum, haberin olsun. hayatından gidiyorum, bavulum neredeyse hazır. Ve inan bana ben o bavulu toplamayı bitirip yeni hayatımın yolculuğuna hazır olduğumda öfkemden başka hiçbirşeyim olmayacak içimde. Sen hayallerinde yaşattığın sonsuz aşka ulaşacaksın, sonsuz aşk kavuşulamayanmış ya... Ama ben senin saçma sapan kahramanlık masalının mutsuz prensesi olmayacağım. Az kaldı, hayatımda sana ait ne kaldıysa elden çıkarmama, aşk dahil. Ve yürümeye başlamama az kaldı, haberin olsun.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder