4 Mart 2011 Cuma

İlk ve tek bedduam

Bu sıralar ayakta kalmak için sürekli olarak bir şeyler diliyorum. İstiyorum, olsun istiyorum, çok istiyorum. Diğer taraftan bilmiyorum, bu istediklerim beni kurtaracak mı? Birşey atladığımı biliyorum.
Bana kazılan mezara girdim, üstümü kim örtecek?
Bunu tek başıma ben yapamam. Anladım, kabul ettim. Birlikteyken de olacaklara razıydım, ayrıldık, şimdi de razıyım. Çukurumda duruyorum. Kapatsın üzerimi toprak. Yapabildiği kadar daha nefessiz bıraksın. Öldürsün canlı canlı. Hayat peşimi bıraksın bir süre. Acele etmiyorum.
Ama malesef kazdığın çukuru kapatmak senin işin. ben içerideyken kendi üstüme toprak atamam ki. başladığın işi adam gibi bitir önce. Bitir de öleyim tamamen. Eksik kalan işte bu. Ölmeden yeni hayata başlanmaz.
İçimden geçeni duymazlıktan geliyorum sürekli. Onun yerine diliyorum da diliyorum. O zaman sinmiyor işte içime. İçimden geçen şu halbuki: Senin de nefesin yarım olsun. Aldığın her soluk yarım kalsın. Gülerken, başını yastığa koyduğunda, yerken, içerken, nefes aldığın her an hatırla. Beni ve bana yaptıklarını. En çok son yaptığını hatırla. Hiç unutma. Benim ruhum yeniden doğana kadar yanacak, seninki sonsuza kadar kavrulsun. Kötü insanlar kötülük yapar, can acıtırlar; sen beni iyi olduğuna inandırarak kanattın. Aklında ve kalbinde birer düğüm, hiç unutturmasın, hiç rahat bırakmasın ruhunu. Ta ki bana kendini affettirene kadar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder