17 Ağustos 2011 Çarşamba

Figür A

Sanki parçaları doğru yerden birbirine tuttursan tastamam olacak gibi duruyor, yeni gibi.. O kesiklerin nasıl zarar verdiği hiç görünmeyecek gibi..
Öyle değil tabii ki.
Ben de kendimi kandırmaya gerek yok diye düşündüm.
Ortadan ikiye ayrılıp tekrar bütün olmak diye bir şey yok. "Yapışmak" var. "Tutunmak" var, "tutturulmak" var.
Peki ihtiyacımız olan bu mu?
Ne zaman bu kadarına razı olduk, değerimiz ne zaman bu kadar düştü??
Kesilirken kaybolan küçük parçaların nereye gittiğini kimse görmez. Görse de artık yerine koyamaz. Ve o iki parça artık hep iki parçadır, bütün olmak için yetersiz ve eksik. Alışkanlık kadar, hırs kadar, korku kadar güçlü yapıştırıcılar bile onu tek parça gösteremez artık.

Kendimi kandırmayacağım. Kalbimin yarısını onda kaldı diyemeyecek kadar öfkeliyim evet. Verdiğim gibi geri aldım. Aradan sıyrılıp kopan parçaları ise tam olarak hangi noktada bıraktım bilmiyorum. Güven gibi mesela.. Güven olmadan bir ilişki yürür mü? İnat edersen evet. Ama işte ancak bu kadar (bkz. figür A)