Geri giden merkürün kederinden çıkmıştık ki saturn de eksik kalmamaya karar verdi. Astro-manyak oldum son günlerde. O kadar çok soru işareti var ki aklımda "neden böyle, bu niye oldu şimdi, neden böyle davranıyor, neden bu kadar berbat hissediyorum??" Bu sorulara cevap bulmak zorundayım. Ben de astrolojide arıyorum napıyım... O kadar umarsız kaldığına bakılmasın bu cümlenin, aradığımı da buluyorum nedense hep. O geri gidiyo, bu ters açı yapıyo, ay tutulması, dolunay zamanı derken ya iyi oyalıyorlar beni, ya da astroloji çok kral bişey, şimdiye kadar burun kıvırmış olmam kabahat...
Her şey tamam da hayatı gayet yolunda giden insanlara niye değmeden geçiyor bu gezegenler acaba? Kıskançlıktan değil, valla, meraktan. Ya da bitmek bilmeyen, kendimi yediğim adalet ihtiyacımdan. Niye ben bi iş yapamıyorum, kukumav kuşu gibi ne oldu, ne olacak diye düşünüp duruyorum da insanlar sonsuz bir belirlilik içinde huzurla yaşayabiliyorlar? Ve tabii ki merkür ve saturn'ün hareketlerini hiç merak etmiyorlar. Zaten bu gezegenlerin de onlarla işi yok belli ki. Bu verimsizliğimden bunaldım. artık düşünmek değil, daha çok çalışmak ve gelişmek istiyorum. Hangi gezegen bunları yaptıracaksa bi zahmet beri gelsin, sırayı bozsun. Beni şu üzerinde oturduğum dikenlerden kurtarsın. Off her işimi kendim yaptım, hep göbeğimi kendim kestim, bi gezegen de gelip bi kerecik kahramanım olsun olmaz mı??
25 Ocak 2011 Salı
20 Ocak 2011 Perşembe
Güçlü Kadınlar
...mutlaka Waterproof rimel kullanırlar. Bu önemli bir ayrıntı.
Koca kaynakçı gözlüklerinden taşırlar, gün ışığı için.
Yeterince makyaj malzemesi bulundururlar yanlarında, çünkü güneş batınca güneş gözlüğü takmak saçma olur.
Bir de kağıt mendil, büyük ihtimalle. Kimseye salya sümük gidip mendil aranmazlar.
Güçlü olmak demek kesilince kanamaz demek değil malesef.
Kanın akar.
Mendille siler, gözlükle saklanırsın.
Olmadı, makyajla kapatırsın. Kimse görmez.
Ayılanlar, Bayılanlar..
Turkcell yeni bir kampanya başlattı, reklamları dönüp duruyor. "Ya hattım çekmeseydi.." hikayemizi yazıp gönderiyormuşuz falan filan... Ben de tam bununla bağlanılı çok çılgın bir fantazi içindeydim: Ben şu evde ölsem beni kaç gün sonra kim bulur? Uzun zaman çöp vermediğimi fark eden kapıcı? veya bana ısrarla çocuklarının problemlerini anlatmak için 5 dk uğrayıp 3 saat kalan komşu? Sanmam.Günlerce işe gelmeyip telefonları da açmadığım için iş arkadaşlarım merak edip kapıya gelirler herhalde. Öyle tatil zamanına falan denk gelirsem daha fena, kokmadan kimse bulamaz valla. Bu durumda Turkcell'e olmasa da şehrin göbeğinde bile çekmeyen Vodafon'a bir "karşı kampanya" öneriyorum : "çekiyor da n'oluyor sanki!" İşte bu başlığa gönderecek çok hikayem var... Ve Turkcell sana sesleniyorum: Bana yalnızlığımı hatırlatmaktan vazgeç... Sana ödediğim servet hatrına.
PS: Psikopat olduğum için zihin yormuyorum böyle ölme fantazilerine. Hikayesi var: Bir iş halletmesini rica ettiğim bir arkadaş, halletmemiş olmasına bir sürü bahane saydı bugün. Biri de "ablam bayılıp duruyor". Bayılır dedim. Bayılınca etrafında telaşlananlar, "ah ah vah vah" diyecekler varsa bayılırsın. Yoksa sistemin bayılmayı göze almaz. Ben bayılsam ancak kendi kendime ayılırım. Kimseye de söylemem. O zaman bu sistem niye kendini tehlikeye atsın ki??
PS: Psikopat olduğum için zihin yormuyorum böyle ölme fantazilerine. Hikayesi var: Bir iş halletmesini rica ettiğim bir arkadaş, halletmemiş olmasına bir sürü bahane saydı bugün. Biri de "ablam bayılıp duruyor". Bayılır dedim. Bayılınca etrafında telaşlananlar, "ah ah vah vah" diyecekler varsa bayılırsın. Yoksa sistemin bayılmayı göze almaz. Ben bayılsam ancak kendi kendime ayılırım. Kimseye de söylemem. O zaman bu sistem niye kendini tehlikeye atsın ki??